Aklınızda bir Amerika seyahati varsaplanlarınızı Şubat ayında Kaliforniya’da (California) olacak şekilde yapın. Çünki fotoğraflarda gördüğünüz muhteşem manzara, sadece Şubat ayında bu ilginç görüntülere sahne oluyor.
Amerika’nın Kaliforniya eyaletinin orta ve doğusundaki Tuolumne, Mariposa ve Maderailçelerinde bulunan Yosemite Ulusal Parkı (Yosemite National Park) karayolu ile San Francisco’dan yaklaşık 3-4 saat, Los Angeles’tan 6 saat uzaklıkta. Sierra Nevada sıradağlarının batı yamaçlarında bulunanYosemite Milli Parkı 3.081 km² yüzölçümüne, yani yaklaşık olarak Zonguldak ilimizin büyüklüğene sahiptir. (Zonguldak ili yüzölçümü : 3.310 km²)
Her yıl 3.5 milyon kişinin ziyaret ettiği Yosemite Ulusal Parkı kaya tırmanışları ve çeşitli doğa aktivitelerinin yapıldığı, dev Sekoya ağaçlarınınve berrak akarsuların bulunduğu, muhteşem gündoğumları ve heybetli granit kayalarınyarattığı manzarası ile eşsiz bir yer. Parkta yetişen dev Sekoyalar (giant sequoia) dünyanın en büyük (hacim açısından, en uzun olanlar coast redwoodlardır) ve en uzun yaşayan ağaçları olarak bilinmektedir. Ayrıca parkın yaklaşık %95′inde de vahşi yaşamvardır.
1984′ten beri UNESCO Dünya Mirasları’na dahil olan park’ın tüm bu güzelliklerine rağmen en ilgi çekici yeri ise Dünya’nın beşinci, Kuzey Amerika’nın en yüksek şelalesi olan, 739 metre yüksekliğe sahip Yosemite Horsetail Falls şelalesidir. Horsetail Falls şelalesi Türkiye’de ateş şelalesi, lav şelalesi veya at kuyruğu şelalesi isimleri ile de bilinmektedir.
Bu doğa harikasını görmek şans ister
Yaklaşık 245 katlı bir binanın yükseklinde olan Horsetail şelalesi sadece senede bir kez, Güneşin yarattığı ışık oyunu ile parlak turuncu bir renk alıyor. Şubat ayının sonlarına doğru Güneşin aldığı pozisyon Horsetail şelalesinin sularıyla birleştiğinde ortaya çıkan manzara lav akıtan bir volkan gibi görüntü yaratıyor.


Görmenin gerçekten şans gerektirdiği bu doğa harikası manzara güneşin yavaş yavaş battığı akşamüstü saatlerinde başlıyor. 2 haftalık bir süre boyunca devam eden doğa harikası bu olay fotoğrafçılar içinde vazgeçilmez bir çekim alanı yaratıyor ve turistlerle beraber pek çok fotoğrafçıyı da bölgeye çekiyor.
Ancak bu doğa harikasını görüntülemek o kadar da kolay değil. Sadece kısa bir süreliğine oluşan bu etkinin kesin bir zamanı veya süresi bulunmadığı için yakalayanlarkendilerini şanslı sayıyor.