Tiramisu Tarifi

Malzemeler ;
  • 1 adet hazır pandispanya keki
Muhallebesi için ;
  • 2.5 su bardağı süt
  • 3 yemek kaşığı toz şeker (tepeleme dolu)
  • 3 yemek kaşığı un (tepeleme dolu)
  • 1 adet yumurta
  • 200 gram labne peyniri (1 paket)
Islatması için ;
  • 1/2 su bardağı sıcak su
  • 3’ü bir arada hazır kahve
Üzeri için ;
  • kakao
Hazırlanışı
Öncelikle muhallebi için şeker, un, süt ve yumurta çırpılarak ocakta kaynayıncaya kadar karıştırılarak pişirilir. Kaynadıktan sonra altı kapatılarak ılımaya bırakılır. 15dk kadar bekleyip ılındıktan sonra labne peyniri ilave edilip mikser ile pürüzsüz hale gelene kadar çırpılır. Diğer taraftan sıcak su içinde hazır kahve çözdürülerek hazırlanır ve hafif soğuması beklenir. Servis tabağına pandispanya kekinin bir katı yerleştirilerek kahvenin yarısı ile ıslatılır. Üzerine kremanın yarısı ilave edilip kalan kahve ile üst kat da ıslatıldıktan sonra ikinci kat kapatılır. Kalan krema da dökülerek pastanın üzeri ve kenarları güzelce kapatılır. Son olarak pastanın üzerine süzgeç yardımı ile kakao serpilir. Buzdolabında birkaç saat dinlendirildikten sonra dilimlenerek servis edilir.



   

Reçel: Öncelikle meyveleri bol suda yıkadıktan sonra iyice durulamalısınız. Reçeliniz kaynarken tahta kaşıkla karıştırın ve reçeller için en önemli sorun olan şekerlenmeyi önlemek için limon tuzu yerine limon suyu kullanın. Reçelinizi kavanozlara aldığınızda iyice soğumadan ve üzerindeki hava kabarcıklarını kâğıt havlu yardımı ile almadan kesinlikle ağızlarını kapatmayınız. Reçellerinizi serin ve ışık görmeyen bir yerde sakladığınızda hem kullanım ömrü uzayacak hem de daha sağlıklı olacaktır.


   Reçeliniz şekerlendiyse biraz su koyarak tekrar kaynatabilirsiniz. Şekerlenmiş bir reçeli kabıyla birlikte sıcak suyun içine koyarak da şekerlenmeyi giderebilirsiniz. Eğer şekerlenme çok ise bir kilo reçele bir çay bardağı su ve bir çorba kaşığı alkol ekleyip bir taşım kaynatmanız yeterli olacaktır.

  •     AYVA REÇELİ :  Ayvaları önceden pişirdiğiniz takdirde suyu pelte gibi ve ayvaları da yumuşacık olacaktır. Şekerini ayvalar  yumuşadıktan sonra ekleyin ve kısık ateşte iki saat pişirin.


  • Reçel veya marmelat tarzı yiyecekleri pişirirken tencerenin üzerinde beliren köpük, limon suyunu ekledikten sonra bir defa da ve hafifçe alınmalıdır. 
       NOT: Sık sık köpük alınmamalıdır.




BEĞENDİYSENİZ YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN 


  Bir hekimin ( doktor) oğlu olan Hipokrat, belirli bir tarihten beri tıp ilminin babası sayılmakta, böylece anılmaktadır. Tıp fakültelerini bitirip, meslek hayatına atılacak olan doktorların, 'meslek hayatında belirli kurallara uyacaklarına, bundan şaşmayacaklarına, insan hayatını her şeyden üstün tutacaklarına' ilişkin yeminleri bile 'Hipokrat Yemini' diye tanımlanır.


  Hipokrat M.Ö 460 yılında, Ege'deki Kos Adası'nda doğmuştu. Eski Yunanlıların, insan vücudunun parçalanarak bilimsel inceleme ve çalışmalara konu olmasına, yani 'teşrih' ilmine kötü gözle bakmalarına rağmen, Hipokrat anatomi çalışmalarını o çağa göre hayli yüksek bir düzeye ulaştırmıştı. Yardımcılarının da elbirliğiyle, devri için gerçekten şaşırtıcı sayılabilecek yargılara, sonuçlara varmıştı.


  Her şeyden önce, hastalıklara ilişkin batıl inançlara karşı çıktı. İnsan vücudundaki hastalıkların tabiat kanunlarıyla ilişkilerini belirtti. Ona göre, hastalıkların tabiat kanunlarıyla ilişkilerini belirtti. Ona göre, hastalıkların nedeni iki grupta sınıflandırılabilirdi:


  • Mevsim ve iklimle ilgili nedenler
  • Kişisel(besin sisteminin düzensizliği, yetersizliği, hareketsizlik vs. gibi) nedenler
  

  Hipokrat, her şeyden evvel düzenli beslenmeye önem veriyordu. Bu bakımdan sıkı , eksiksiz bir düzenin uygulanmasının şart olduğu inancındaydı. İlaçlardan ve kan alınmasından ziyade, beslenme konusunda duruyordu. Fakat gerçekten etkili ve yararlı ilaçlar hazırlamaktan da geri kalmamıştı.

  Bilindiği kadarıyla, tıp öğrenimini babasından sağlamıştı. Ünlü Demokritus'dan da felsefe dersleri almıştı. Bir süre gezip dolaştıktan sonra, doğduğu yer olan Kos Adası'na dönüp yerleşti. Denemelerini, çalışmalarını orada sürdürdü.

  Hipokrat hakkında en güvenilir bilgi kaynakları, iki çağdaşının ( Eflatun ve Aristo) yazılı belgeleriyle, Hipokrat Külliyatı'dır. Söz konusu külliyat, bizzat Hipokrat'ın, çalışmalarıyla, üzerine eğildiği konularla ilgili olarak kaleme aldığı yazılardan meydana gelmiştir. Bu koleksiyonun en ilginç bölümlerinden biri ' Baştaki Yaralar Üzerine ' adını taşır. Hipokrat'ın bu bölümde anlattığı bazı ameliyatlar, bugün beyin cerrahisi alanındaki uygulamalardan pek farklı değildir.

  Hipokrat'ın ölüm tarihi de kesinlikle bilinmeyip , 85 ile 110 yaş arasında öldüğü tahmin edilmektedir.