Bilgisayarların en hantal bileşeni olarak bilinen hard diskler (HDD), uzun zamandır bilgisayar kullanıcılarına eşlik ediyor. Ancak bilgisayar donanımlarının gelişen teknolojiyle beraber çıtayı daha da yükseltmesiyle beraber HDD'ler artık bir bilgisayarda bulunan en ağır araç haline geldi.

Fakat bu durumun çok fazla sürmeyeceğini söyleyebiliriz; zira HDD'in varisi artık yavaş yavaş HDD'nin yerini almaya başladı bile. Solid State Disk (SSD) olarak bilinen yeni teknolojik diskler, kullanıcıların HDD'den yakındığı birçok problemi tarihe gömmüş durumda.


Son aylarda dikkat edeceğiniz üzere, büyük firmalar kıyasıya yeni SSD'lerini peşi sıra pazara sürüyor. Yeni bilgisayar alacak kullanıcılar da haliyle düşünüyor: Yeni bir bilgisayar alacaksam, HDD yerine neden SSD'yi tercih etmeyeyim?


Kullanıcıların SSD ile HDD arasında bir seçim yapması için önce ikisi arasındaki farkı iyi bilmesi gerekiyor. SSD, her ne kadar yeni bir teknoloji olsa da, HDD ile kıyaslandığında SSD'yi mükemmel bir donanım olarak lanse etmek pek doğru değil.


Neden SSD?

Yeni bilgisayarların bir kısmının SSD'lerle birlikte alıcılarını beklemeye başladığı şu günlerde kullanıcıların kafası bir hayli karışık; zira iki donanımının da yerine göre birbirlerine üstünlükleri var.

Neden SSD?


Hayatımıza son zamanlarda girmeye başlayan SSD'ler, genellikle HDD'ye nazaran sundukları üstün performansla öne çıkmayı başarıyor. Masaüstü sistemleri için yüksek performans sunması, notebook gibi mobil bilgisayarlar söz konusu olduğunda ise düşük güç tüketimine sahip olması nedeniyle, SSD'ler artık kullanıcıların birinci tercihi olmaya başlamış durumda.


Bilindiği gibi notebook'ların masaüstü sistemlere göre en büyük farkı, taşıdıkları batarya dolayısıyla taşınabilir olmalarıdır. Bu nedenle prizden olabildiğince uzak kalabilen bir notebook, kullanıcıyı da tatmin edecektir. SSD'ler bu anlamda notebook'ların sırtındaki yükü enerjiyi az kullanarak azalttığından dolayı, notebook üreticilerinin artık ürünlerinde sıkça yer verdiği bir bileşen haline gelmiş durumda.


Ancak olayı sadece notebook'larla sınırlı tutmak da doğru değil. Masaüstü sistemler için de üstün performans sunan ve HDD'ye nazaran gözle görülür bir performans artışına neden olan SSD'ler, bu sistemler için de artık bir gereklilik haline gelmiştir.


SSD ile ısınma problemine son

SSD'nin HDD'ye nazaran en önemli avantajlarından birinin düşük güç tüketimi olduğundan bahsetmiştik. Ancak SSD'nin sunduğu nimetler bununla da sınırlı değil elbette. SSD'ler düşük güç tükettiğinden dolayı, HDD'lere göre oldukça az ısınırlar ve bu nedenle diğer donanım bileşenlerine sıcaklık yaymazlar.

Ancak SSD'ler, her ne kadar HDD'lerden birçok üstün yanı olsa da, daha önce dile getirdiğimiz gibi en azından şimdilik mükemmel bir alternatif değil.


Bunun bir numaralı nedeni ise HDD'lere göre sahip olduğu fiyat etiketinde gizli. Yeni bir teknoloji olduğundan yapımı son derece maliyetli olan SSD'ler, kapasite oranları aynı kabul edildiğinde HDD'lere göre neredeyse 10 kat daha pahalıdır.


Diğer bir deyişle, 80GB'lık bir SSD almakla 500GB HDD almak arasındaki seçim tamamen size kalmış. Daha fazla performans istiyorsanız, depolama alanından feragat etmeniz gerekiyor. Eğer depolama alanına öncelik veriyorsanız, SSD'ler bu ihtiyacınızı karşılamaktan bugün için oldukça uzak.


Bugün piyasada 1TB'ı aşkın HDD'ler bulunuyor; ancak fiyatları sanıldığı gibi çok da yüksek değil. Ancak SSD'ler için aynı durum söz konusu değil. SSD'lerin de 512GB'lık modelleri yok değil; fakat bu model SSD'ler için tüketici ürünü tabirini kullanmamız oldukça güç; zira bir ev kullanıcısının tercih edebileceği bir fiyata sahip değil.


SSD'ler henüz bebeklik evresinde

Görüldüğü gibi SSD'ler, geleneksel HDD'lere göre birçok avantajı içerse de, kullanıcılar için oldukça maliyetli bir teknoloji. Bunu sadece biz söylemiyoruz; SSD üreticilerinin önde gelen isimlerinden Samsung da kamuoyuna yaptığı bir açıklamada, SSD'lerin henüz bebeklik evresinde olduğunu ve daha alacağı yol olduğunu belirtmişti.

SSD'lerin pazar payına baktığımızda bu yeni teknolojik ürünlerin en çok düşük-maliyetli notebook pazarında rağbet gördüğü ortaya çıkıyor. 4, 8 ve 16GB'lık kapasiteleriyle notebook'larda kendine yer bulan SSD'ler, Intel ve Samsung gibi dev firmaların da ilgisini çekiyor.


İşlemcileriyle tanınan ve işlemci teknolojisine AMD ile beraber yön veren Intel, bilindiği gibi geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamasında SSD pazarına iki yeni ürünüyle gireceğini duyurmuştu.


SSD'lerin her yeni teknolojik üründe olduğu gibi bebeklik evresinde el yakması şaşılacak bir durum değil. Ancak ileride bu durumun SSD'lerin lehine dönüşeceğini çok iyi bilen yaşlı kurtlar, daha şimdiden SSD ürünlerini dünyaya duyurmaya başladılar bile.


ThinkPad X300'lerin vazgeçilmezi SSD'ler

SSD'ler, bugün itibariyle en çok Lenovo'nun ThinkPad X300 ürünlerinde kullanılıyor ve Lenovo'nun SSD'li notebook çeşitlerinin zaman içinde artacağı ve diğer firmaların da geri kalmamak için Lenovo'ya katılacağı söylenebilir.

İsterseniz SSD'lerin fiyatları konusunda biraz daha ayrıntıya girelim: Örneğin Intel'in 80GB kapasiteli SSD'lerinin fiyatı 595 Dolarlık bir fiyat etiketine sahip. Bu fiyata sıfırdan bir sistem toplanabileceği gibi, 1TB'ı aşkın kapasiteli HDD'ler de satın alınabilir.


Peki SSD'lerin fiyatları hep yukarılarda mı kalacak?


Bu sorunun cevabını bugünden verebilmek güç olsa da, bu pazarın önde gelen firmalarından biri olan Samsung'tan yapılan açıklamaya göre, SSD'ler için geliştirilen yeni multi-level hücre teknolojisi (MLC) sayesinde SSD'lerin fiyatlarında yakın zamanda ciddi oranlarda bir düşüş gözlemlenebilir.


Sıkı bir araştırma yapıldığında, bugün için piyasada 100 Doların aşağısında 32GB'lık bir SSD'ye ve 200 Doların aşağısında 64GB'lık SSD'lere rastlayabilmek mümkün. MLC teknolojisini destekleyen modellerle birlikte özellikle bu yılın son çeyreğinde 256GB'lık SSD'lerin fiyatlarında da bir düşüş bekleniyor.


Sonuç: Bir süre daha HDD ile yaşayacağız

İlk çıktıklarında, SSD'lerin yüksek fiyatına rağmen son derece düşük kapasite sundukları dikkatimizi çekiyordu. Ancak aylar geçtikçe, SSD'lerin de yavaş yavaş kapasitelerinin gözle görülür bir şekilde arttığı ve fiyatlarının da aynı paralelde düştüğü görülmeye başladı.

iSuppli'de yer alan raporlara göre, satışlara bakıldığında yılın ilk çeyreği için yaklaşık 137 milyon HDD satışı gerçekleşmiş durumda ve bir önceki seneyle karşılaştırıldığında HDD'lerin %21'lik büyüme oranı yakaladığı görülüyor. Yani HDD'ler hala büyümeye devam ediyor; yine de SSD'lerin kullanıcılar için külfetinin azalması ve avantajının dezavantajından çok olduğu günlerin gelmesiyle birlikte, ivme tersine dönebilir.


Aslında HDD'lerin sonunu getirecek tek faktör SSD'ler değil elbete. Flash hafıza ürünleri düşünüldüğünde, bu cihazların istenilen boyutta ve ebatta üretilebilmesi mümkün; kalın ya da ince; küçük ya da büyük. Oysa HDD'ler, 1.8",2.5" ve 3.5" rakamları arasında kalmış durumda.


Diğer bir deyişle firmalar, belirli bir kalıbın dışına çıkamayan hantal diskler yerine, farklı tasarıma sahip ürünler üretmek istediğinde, her şekle giren ve geleceğin teknolojisi olan flash hafızaları tercih edecektir.


Sonuç itibariyle HDD'ler bir süre daha yaşamaya devam edecek; zaten şimdilik kullanıcılar da SSD'leri değil, HDD'leri tercih ediyor. Fakat önümüzdeki aylarda SSD pazarında büyük bir hareketliliğin yaşanacağını şimdiden söyleyebiliriz.

Facebook'taki en popüler uygulama olan Farmville oyununda satın alınan belli sanal ürünlerin geliri tamamen Haiti Yardım Fonu'na bağışlanıyor.



ntvmsnbc

Güncelleme: 15:36 TSİ 18 Ocak. 2010 Pazartesi//


İSTANBUL - Sosyal ağ Facebook’ta milyonlarca kişinin üye olduğu Farmville uygulamasında, bazı sanal ürünlerin satışından elde edilen gelirin tamamı Haiti’deki depremden zarar görenlere bağışlanıyor. Kampanyada şu ana kadar 1.2 milyon dolar toplandı.

Facebook’taki oyun uygulamalarından en popüler üçünün sahibi ve işletmecisi olan Zynga firması, oyuncuların kredi kartıyla satın alacakları belirli sanal ürünlerden gelen parayı tamamen Haiti Yardım Fonu’na gönderiyor.

Ayda 74 milyondan fazla üyenin oynadığı Farmville’deki tarlaya ekmek için, örneğin, sanal ‘beyaz mısır’ tohumu alanların ödediği para tamamen Haiti Yardım Fonu’na gidiyor. Üstelik kampanyaya özel olarak bu ‘beyaz mısır’ tohumları çürümüyor!

Ebeveynler internete karşı fazla duyarsız!


Önde gelen güvenlik yazılımı firmalarından biri olan Trend Micro, yine gerçekleştirdiği çarpıcı bir araştırmasıyla çok konuşulacağa benziyor.

Bilindiği gibi ebeveynlerin en büyük dertlerinden biri çocuklarının internet üzerindeki zararlı içerikli sitelere girmesidir. Ancak yapılan bu son araştırma, ebeveynlerin bu konuda pek de çocuklarıyla ilgilenmediğini ortaya koydu.

Yayınlanan son rapora göre, araştırmaya katılan ebeveynlerin %97'si, çocuklarının internet üzerinde ne yaptığını takip etmek istemediğini veya bunu pratikte yapmadığını gözler önüne serdi.

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Trend Micro'nun güvenlik uzmanı Rik Ferguson, ebeveynlerin çocuklarını internet konusunda eğitmeden önce interneti çok daha yakından tanımaları ve çocuklarını yakından incelemeri gerektiğini vurguladı.


Son günlerin tehlikeli virüsünü ihbar edene 250 bin dolar

ödül verilecek.

Yazılım devi Microsoft, Atatürk Havalimanı ve Fransız Ordusu’nu da etkileyen Conficker, Downadup, Sasser ve Kido adlarıyla bilinen virüsün kaynağını bildiren veya geliştiricisinin yakalanmasını sağlayana 250 bin dolar ödül vereceğini açıkladı.

20 teknoloji firması ve organizasyonu son günlerde hızla yayılan virüsün engellenebilmesi ve kaynağının çözümlenebilmesi amacıyla güçlerini birleştirdiklerini açıkladı.

Microsoft, yazılım güvenliği firması Symantec ve veri güvenliği firması VeriSign, solucanın kontrolü altına aldığı alan adlarının İnternet üzerinde sirkülasyonunu engellemek amacıyla ICANN (Internet Corporation for Assigned Names and Numbers – İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu) ile birlik oluşturduklarını açıkladı. Microsoft, bu hareketten bağımsız olarak, virüsün yayılmasına neden olan kişiyi ya da virüsün kontrol edildiği noktayı açıklayan kişilere 250 bin dolar para ödülü vereceğini belirtiyor.

Microsoft’un Ekim ayında yayınladığı MS08-067 yamasını yüklemeyen sistemlere bulaşan solucan, enfekte ettiği bilgisayarda her gün listesi güncellenen 250 farklı alan adından bir liste yaratıyor ve bu alan adlarına bağlanarak zararlı yazılım yüklemeye başlıyor. Yüklenen zararlı yazılım bilgisayarı ele geçiriyor ve kullanıcının şifrelerini kullanarak ağ içindeki farklı bilgisayarlara yayılmaya başlıyor. Kurulan birlik, her gün güncellenen bu 250 alan adından oluşan listeye erişimin İnternet genelinde engellenebileceği ve virüsün yayılma hızını azaltabilecek bir formül üzerinde çalışacak.

Finlandiyalı “F-Secure” ve ABD’li “Symantec” güvenlik firmaları, son birkaç haftadır günlük olarak yenilenen bu alan adlarını satın alıp, virüsün yayılmasını engellemeye ve işleyiş algoritmasını çözerek temizlenmesi için yöntemler geliştirmeye çalışıyor.

Şimdiye kadar virüsün temizlenebilmesi için gerçek ölçüde başarıya ulaşabilmiş bir yöntem bulunamadı. Symantec tarafından geçtiğimiz günlerde 453 bin farklı IP adresinde faaliyetinin izlendiği virüsün Kasım ayından beri 1.74 milyon farklı noktadan yayıldığı belirtiliyor. Virüsün günde ortalama 2.2 milyon bilgisayara yerleştiği biliniyor.

Birincil olarak ağ üzerinden yerel bilgisayarların şifresini kırarak ağdaki diğer bilgisayarlarda oturum açıp kendini kopyalayan virüs, USB, Firewire gibi harici bağlantı noktalarını kullanan depolama birimleriyle de yayılıyor.
(NTVMSNBC)